Monday, February 4, 2008

Spalding Gray

I remember standing in that second-story window and looking down, wondering if I really had the courage to jump and if I did would it kill me from such a small height. I think I figured I'd just break a leg or something and end up in a cast for the rest of the summer, and that would be much better than dying because of all the attention I'd get. But then I also realized that Mom wouldn't be able to give me any attention, because she was cracking up and needed all of it for herself.
--from Impossible Vacation

Iste boyle demis sanatci Spalding Gray, takintilari ve yikilmisligini aci bir alayla harmanlayarak voyoristik seyircilerine takdim ettigi sahne performanslarinin birinde.

Hayati ve sanati tam manasiyla acinin, tereddut agirlikli bunalimin kurguladigi bir seyirlikti sanki.

Spalding Gray oldu. Intihar ettigi soyleniyor. Soguk bir kis aksami New York Long Island vapurundan atlayarak yasamina son verdigi dusunuluyor. Kendisinden alinan son haber vapur iskelesindeki bir telefon kulubesinden yaptigi arama. Sonrasi, kayip.

62 yasindaydi. 10 Ocakta kayiplara karismasinin ardindan yaklasik iki ay sonra cesedi su yuzune vurdu. Mevtanin siyah kadife fitilli pantolonlu oldugu haberini alan karisi bu Spaldingdir deyip, agladi.

Bu kez kendine kiydi, dediler. Diline pelesenk ettigi ve evvelden pek de basarili olmamis ozkiyi girisimlerini bu kez tamamina erdirdi, diye dusunduler.

Spalding Gray, bu keresinde Kambocya’ya dogru yuzuse gecmisti. Kitaplarindan birinin basligina (Swimming to Cambodia) ithafen yapilan bu igneli saptama, eserinin yani hayatinin ana mesajini taclandiran bir iyibilirdik yerine gecti.

Anasi 52 yasinda yasamina son verdiginden oturu, Spalding bu yas donumunu anaa, sag kaldik diye hayiflanarak atlatmisti. Cigerine islemis bu kisisel yikim, hayat isigini sondurmeye yonelik bir kara firtina seklinde, sagkalimini bosa alan calkantilar ufurmustu ruhunun dort bir yanina.

Akabacik yuzlu, yakisikli bir adamdi kendileri. Belki de aynadan yansiyan duru guzelliginin verdigi ilhamda govdesine tutunmasini, diri kalmasini bildiren bir nefis gucu buluyordu. Ta ki, iki yil once Irlanda’da gecirdigi korkunc trafik kazasinin govdesi ve yuzunu hayatinin kara bekleyisini aksettirir bir tarzda hercumerc etmesine kadar.

10 Ocak gecesi sinemaya gider Spalding Gray, cok sevdigi ogullariyla birlikte. Hava muhalafeti nedeniyle gidemedigi kayak tatilinin yerine, Tim Burton’un ‘Big Fish’ filmini seyreder.

Filmde aglar. Cikinca, cocuklarindan, bir arkadasina ugrayacagini soyleyerek ayrilir. Malum telefon gorusmesini yapar.

Karisi, Big Fish filminin Spalding’e hayat lambasina ufleyecegi son puff icin dingin bir izin cikardigi kanaatindedir.

Adam bayiltan buz gibi sularin arasina karisan Spalding, belki de subtropik anac denizlerin sifali ilikliginda, yasam tereddutunu geride birakan bir derya kuzusunun kaygisiz seyahatine cikti.

Ruhu $ad olsun. Mumkunse.

Hulusi Cinar

No comments: